Posts

Enes çıtak 2.yazı

 Thomas Mann'ın Büyülü Dağromanında geçen : Bir insanın verileri, değerleri ve olayları, içinde bulunduğu çağın sosyopolitik ve kültürel açıdan bağımsız düşünülemez. Modern bir kişinin, örneğin, yalnızca kişisel zevkleri ya da idealleriyle değil, aynı zamanda medya, teknoloji, savaşlar, ekonomik krizler gibi küresel gelişmelerin şekillenir. Bu durum, bireysellik bir tür toplumsallıkla iç içe geçirmek Mann'ın bu sözünde vurguladığı gibi, bireyin farkındalığı olsun ya da olmasın, yaşının ağırlığını taşır. Kimi zaman bu ağırlık bir fırsat olur; insanın düşüncelerini ve duygusal derinliklerini besler. Ancak kimi zaman da bir yük haline gelir, kişileri kısıtlar, yönlendirir. Örneğin, bir devrim sürecinde doğan kişi, ister istemez değişimin ve çatışmanın bir parçası olur; Dünya çapında bir tüketimin yaşadığı, değerleri ve değerleri metaların Bu bağlamda, bireyin kendi yaşamını keşfetmesi, yalnızca içsel bir yolculuklar değil, aynı zamanda dış dünyayla diyaloğun ortaya çıkması. İnsan,...

Yusuf cihan 2.yazı

 Bir toplumun parçası olan bireyin o toplumun hayatından bağımsız bir hayat ve kendi bilinci ile yaşaması söz konusu değildir. Birey farkında olmasa da toplumda gözlemlediği hersey davranışsal olarak bireye tekrar yansır. Bu, bireyin kaçınılmaz bir gerçeğidir ve bunu kabullenmek kişinin öz bilincine hakim olmasını sağlar.

Bildiri!!!

 Telafi yazıları atmayanlar için artık çok geç 5 kişi yazısını göndermemiş bulunmaktadır.  Bir sonraki yazıları yazmayı unutmayalım.  Her ay en çok görüntülenme sırası için ilk 3 seçilecek ve bloğa bu sıralama eklenecek. 

Yağız Efe Çelik 225 (2.yazı)

 Cümlede, kişinin sadece kendi kişisel hayatını değil, aynı anda bulunduğu cevreyi ve çağdaşlarını da etkileme ve  onlardan etkilenme sorumluluğu taşıdığını anlatır  .Yani, her kişi, yalnızca kendi yaşamını sürdürmekle kalmaz, aynı anda içinde bulunduğu toplumun kültürün ve çağın bir parçası olarak yaşar.Bu düşünce şekli, insanın toplumsal sorumluluğunun ve tarihi anlamda önemini gösterir. Kişilerin yaşadığı donemin ve çevrelerinin şekillendirdiği bir deneyimi paylaşarak, hem kendi hayatlarını hem de çağdaşlarının hayatlarını bilinçli bi şekilde yaşadıklarını anlatır.

Hasan Hüseyin Tennioğlu 577 (2.yazı)

 Bu cümle en temel olarak insanın sosyal bir varlık olmasıyla alakalı.Buradan çok rahat gidilebilir fakat ben biraz olsun farklı bir noktadan bakmak istiyorum.Burdaki bilinçli veya bilinçsiz kalıbı dikkatimi çekti.Bilinçsiz olarak çağın ve çağdaşlarının hayatını yaşama fikri biraz korkutucu,özellikle de kendini özgürlüğüne yani bağımsızlığına düşkün olarak tanımlayan insanlar için oldukça sakıncalı bir söylem.Fakat bununla akılcı bir şekilde yüzleşilmesi en doğru seçenek gibi.Buradan kastettiği benim anlayabildiğim ya da yorumlamayı tercih ettiğim kadarıyla aslında sosyolojik ve tahmin edebileceğiniz gibi psikolojik bir tespit.Bu ikisi zaten birbirinden tamamen bağımsız düşünülemez.8 milyarlık popülasyona sahip bir canlı grubunun güle oynaya sınırlı bir toprak parçasında hayatlarını sürdürebilmesi pek akla yatmaz.Buna karşın öyle ya da böyle binlerce senenin ardından bir medeniyet inşa edebilmişiz.Gelmek istediğim nokta böylesi bir düzende hiçbir otoriteye boyun eğmeksizin yaşamak ...

Eren Akbaba 61 (2.yazı)

 "Çünkü insan, birey olarak yalnız kendi kişisel hayatını değil, aynı zamanda, bilinçli veya bilinçsiz olarak, kendi çağının ve çağdaşlarının hayatlarını da yaşar..."  Thomas Mann'ın 'Büyülü Dağ' romanında geçen bu cümle hakkında ne düşünüyorsunuz?    İnsan, yaşadığı hayat itibariyle sadece bir birey gibi gözükür. Çünkü bu, onun hayatıdır ve kendisi yaşar ardından da ölür. Ancak daha geniş bir perspektiften bakılsa veya incelense, sadece bir kişinin yaşamından ziyade görülecek olan , ( bireyin toplumla paralel yaşamasından ötürü) çağının toplumu ,yani alıntıda geçen, çağdaşlarının hayatıdır. Bunun bilinçli ya da bilinçsiz olması da bireyin kendisinin yaşamını, toplumun geri kalanıyla ne kadar bağlantılı gördüğüyle alakalıdır. Kendini aykırı gören bir kişi dahi topluma paralel yaşamaktan kaçamaz. Bu sayede birbirlerinin hayatlarını yaşadıkları söylenebilir. Düşünün ki kendi başınıza, hiç sosyallik olmadan yaşıyorsunuz. Günümüz sosyal hayat yapısında rastlanılabil...

Emre Yıldırım 119 (2.yazı)

 "Çünkü insan, birey olarak yalnız kendi kişisel hayatını değil, aynı zamanda, bilinçli veya bilinçsiz olarak, kendi çağının ve çağdaşlarının hayatlarını da yaşar... insan çevresine uyum sağlayan zaman içinde ona dönüşen bir varlıktır.Kendimiz de göremesek bile çevremize baktığımız zaman bunu net bir şekilde görebiliriz.İnsan çağının,çevresinin,yaşadığı ortamın yansımasıdır.Bu durum sadece davranış ve düşünce olarak algılamakta yanlıştır.İnsan yaşadığı çağın giyim kuşamına,konuşma tarzına ve hal ve hareketlerine sahiptir. elimizde bir zaman makinası olduğunu var sayarsak ve 1850 yılında Osmanlı Devletinde yaşayan bi insanı ve 2500 yılında Türkiyede yaşan bir insanı  aynı odaya koyarsak bu iki insanında birbirine karşı çok garip hisleri ve düşüceleri olduğunu görücez.Geçmişten gelen insan  gelecekten gelen kişi için anlamlandıramadığı özellikler olucak.Gelecekten gelen ise geçmişi gerekiz görücek.çünkü ikiside kendi döneminin çevresinin özelliklerine,alışmışlıklarına ve dü...