Naz Karababa

Akıl (veya bilinç) insan türü için bir yara mıdır yoksa bir nimet mi?

Akıl ve bilinç kavramlarının insanlar için bir yara mı yoksa bahşedilmiş bir nimet mi olduğunu düşünecek olursak eğer. Bence hem bahşedilmiş bir nimet hem de bir yaradır. Neden bir nimet veya neden bir yara olduğunu düşünecek olursak, bahşedilmiş bir nimet olmasının nedenleri bugünlere kadar aklımız ile düşündüklerimiz ve bu düşündüklerimiz ile yaptığımız şeyler bizleri bu zamana kadar getirdi. Eğer aklımız olmasaydı bu zamanlara gelemeyecektik, hayatımızı kolaylaştıran yapay zekâ, kitaplar ve daha birçok şey olmayacaktı. Bilinç bizim daha önce tanıdığımız şeyleri tekrar tanıma ve kavramamızı sağlıyor yani aklımızla yaptıklarımızı daha iyi kavrayarak dahada geliştirmemizi sağlıyor. Bu nedenle akıl ve bilinç kavramları bence ayrı düşünülemez. Aklımız ile bu zamanlara gelmiş olmamız, hayatımızı kolaylaştıracak icatlar bulmamız yani bu kadar gelişmemiz bize aklın bahşedilmiş bir nimet olduğunu gösterir. Tabii ki düşünecek olursak eğer aklımızın bizim için aynı zamanda bir yara olduğunu da görebiliriz. Her zaman aklımızı iyi niyetli işler için kullanmamış bulunmaktayız kimi zaman kötü işler içinde kullanmış bulunmaktayız. En basitinden düşüncelerimiz kötü olabiliyor, kimi zaman hatırladığımız kötü şeyler bile bizi üzerek akıl ve bilincin bir yara olduğunu düşündürebiliyor. Veya yaşadığımız kötü şeyler yani karşı tarafın belki de bizim yaptığımız kötü işler bize aklımızın ve bilincimizin bir yara olduğunu düşündürebiliyor. Fakat burada benim katıldığım nokta tam olarak aklın ve bilincin bize bahşedilmiş bir nimet olduğudur. Bunun nedeni Sokrates’in de dediği gibi ‘’Kendini bil.’’ Sözünü bize karşılayabilme imkânı veriyor. Eğer yaşadıklarımız olmasaydı biz kendimizi tanıyamayacaktık ve bu kadar gelemeyecektik, gelişemeyecektik. Aynı şekilde düşünemeseydik gelişemeyecektik. Peki ya yaşadığımız, yaptığımız kötü şeyler bunlar bize yara olduğunu göstermiyor mu? Bence hayır çünkü yine aynı şekilde düşünerek yaptığımız ve yaşadığımız kötü işlerden ders çıkararak her zaman daha iyisi olmaya ve gelişmeye kendimizi adıyoruz. Yani aklımızı doğru kullanabildikçe akıl bir nimettir. Eğer aklımız ve bilincimiz olmasaydı o zaman yaşadığımız ve yaptığımız kötü işlerin kötü olduğunu bilemeyecek ve yapmaya devam edecektik. Yani aklımız ve bilincimiz olmasaydı neyin iyi, neyin kötü olduğunu bilmeden öylesine yaşayıp gidecek ve asla bu kadar gelişemeyecektik, her zaman olduğumuz yerde kalacaktık. Eğer özetlemek gerekecek olursam akıl ve bilincimizin nimet veya yara olması hiç kimseye, hiçbir şeye bağlı değildir sadece ama sadece bize bağlıdır. Düşüncelerimizi ve yaptıklarımızı iyileştirerek bize verilmiş olan akıl ve bilinci bizim için yara olmaktan tamamen olmasa da kısmen uzaklaştırarak bir nimet haline getirebiliriz.


Naz KARABABA 488 11/D

Comments

  1. Çok güzel ve açıklayıcı bir yazı olmuş ellerine sağlık. Her iki yönden de ele alman ayrıca yazıya bir derinlik katmış.

    ReplyDelete
  2. Yara ve Nimet kavramını karşılaştırarak anlatman ve Sokrates'in sözünü eklemen güzel olmuş. Emeğine sağlık.

    ReplyDelete

Post a Comment

Popular posts from this blog