Helin Karaduman (2.yazı)
Uzun zamandır nasıl bir hayat sürmem gerektiğini düşünüyordum. Bir insanın nasıl yaşayacağı hakkında bir fikir edinemezdim belki. Ancak kendimi tanıyordum, sonuçta 16 yıldır bu bedenin içindeyim. Çok düşündüm bunu ve benim gibi bir kişiliğin kesinlikle tam bağımsız ya da bağımsıza yakın yaşaması gerektiği kanısına vardım. Çünkü kendim hakkında düşünmekten gerçekten zevk alıyorum ve kendimi anlamam için herhangi bir sistem, toplum ya da bireyin etkisinde olmamam lazım.
Yakın zamanda anladığım şeylerden biri de bunun asla mümkün olamayacağı. "Çünkü insan, birey olarak yalnız kendi kişisel hayatını değil, aynı zamanda, bilinçli veya bilinçsiz olarak, kendi çağının ve çağdaşlarının hayatlarını da yaşar..." Bu alıntı Thomas Mann'ın 'Büyülü Dağ'ına ait. Kitabı hiç okumadım, aynı zamanda duymadım da o yüzden sadece bu kısımdan anladığım kadarıyla yorumlayacağım.
Ben ilk başta herkesin hayatının kendisine ait olduğunu, kimsenin kimseyi ilgilendirmediğini düşünürdüm. Ancak emin olun bir çiftin arasında yaptığı küçük bir kavgadan tutun bir çocuğun arkadaşlarıyla oyun oynamasına kadar her şey herkesi etkiliyor. Çok çok az da olsa. Kelebek etkisi gibi düşünülebilir. Dönem, bulunulan yer, imkanlar her şey bireyi birey yapıyor, hatta benim çok aradığım benliğimin temelinde de bunlar yatıyor. Bunu reddetmek zaten saçma olur. Özellikle bu çağdayken reddetmek daha da saçma olur.
Bence asıl kafa karıştıran ve tartışılması gereken şey insanlar birbirini etkilemesine rağmen her istediğini yapabilir mi? Yapacaksa kim yapmalı? Güçlü olan mı kazanmalı? İnsanlar bir olduğuna göre kişisel hayat denilen şey saçmalık değil mi? İnsanlar birbirlerinin hayatına karışabilir mi? Bunlara henüz verecek bir cevabım yok.
Daha iyi anlamanız için bir örnek vereceğim. Örneğin belirli bir topluluğun üzerine yapışmış bir norm yıkılmak isteniyor. Bu topluluğun içinde bu norma uyan aynı zamanda da başkalarının uymak zorunda olmadığını düşünen, kendi hâlinde yaşayan bireyler var. Belki bu kişilerin bu toplum normlarına destek vermediği ve özgürce kendi hayatını yaşadığı düşünebilir ancak bu yanlıştır. Aksine toplumu büyük ölçüde etkilerler. Peki hangi taraf haklıdır? Buna kim karar verir? Kim özgürce yaşamalıyken kim kendini kısıtlamalıdır?
Helin Karaduman 73
Comments
Post a Comment